Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü. Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması dün yapıldı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nnde görülen davanın ikinci gün duruşması Sincan Cezaevi'nde devam ediyor.

Duruşmaya verilen aranın ardından devam edildi. Mahkeme Başkanı, Ayşe Ateş’in avukatlarından Ali Yücel’in duruşmadaki tutumları nedeniyle salondan çıkartılmasının talep edilme işlemini gerçekleştirmeyen kolluk kuvvetleri hakkında tutanak tutulduğunu kaydetti.

Öte yandan, duruşmadan çıkarılan müşteki avukatı Buğrahan Bilgin, duruşma başlayınca salona alınmadı. Mahkeme kapısında bekleyen avukat Bilgin, “Polis arkadaşlar hakkında tutanak tutulduğu için daha fazla zor durumda kalmasınlar diye salona girmekte direnmedim” dedi.

"Beni evden aldılar, sabaha kadar dövdüler"

Duruşmada Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık Caner Günay, “Üstüme atılı hiçbir suçu kabul etmiyorum. Doğukan ‘sana bir adres vereceğim oradaki arkadaşı Şile’ye götürür müsün?’ dedi. Ben de ‘tamam’ dedim. 31 Aralık günü de ben izinliydim. Beni evden aldılar. Sabaha kadar dövdüler. Sonra beni bıraktılar ve ‘sakın evden ayrılma sana bir fotoğraf göstereceğiz, seni alacağız’ dediler. Sonra beni aldılar ve Ankara’ya götürdüler. Ardından 4 gün sonra da tutuklandım. Aşkın’ın söylediği saatte ise ben Yalova’da baz veriyordum. Doğruyu söylemiyor'' iddialarında bulundu.

"Bir buçuk yıldır cezaevindeyim, ne sebeple tutuklandığımı hala bilmiyorum"

Günay’ın ardından “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel’in savunmasına geçildi. Sanık Yüksel, üstüne atılı suçları kabul etmediğini ifade ederek, sözlerine başladı.

Yüksel, "Ben maktul Sinan Ateş ile hayatımda bir kez bir araya gelmedim. Bu yüzden kendisine bir husumet beslemem söz konusu değil. Benim olaydan bir gün önce silah ruhsatım çıktı. Yeni aldığım tabancayı denemek için Tolgahan Demirbaş ile Aytaç Ataç’ın çiftliğine gitmeye karar  verdik. Ama sonrasında misafirlerim ile işim devam ettiği için bu planı iptal ettik. Bir buçuk yıldır cezaevindeyim, ne sebeple tutuklandığımı hala bilmiyorum. Aytaç Ataç ve Çağlar Zorlu’nun beyanları nedeniyle tutuklandım'' dedi.

"Ben kimseye Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’in yer bilgisini sormadım"

"Ben kimseye Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’in yer bilgisini sormadım'' diyen Yüksel, "Bir plaka atıyorum onu soruyorum ve bu plaka Ali Yücel isimle bir şahsa atmış çıkıyor. 2 buçuk yıl önce atılmış bir mesaj. Açıkçası ben iddianamede görünce bu mesajı attığımı hatırladım. Devraldığım kafenin oraya park eden araçlardan duyulan rahatsızlık nedeniyle sormuş olabilirim" diye konuştu.

"İşlerim hakkında ricacı oldum"

Mahkeme Başkanı’nın “Tolgahan’ın telefon incelemelerinde olaydan önce Tolgahan’ın sana konum gönderdiği görülüyor. Bu konumun da Eray’ın araca bindiği konum ile aynı olduğu iddia ediliyor. Ne diyorsun” diye sorması üzerine Yüksel, “Çiftliğe gideceğini söyleyince ben de işim bitince gelirim görüşmesi oldu. Çiftliğin tam konumu çekmediği için oraya yakın bir yer olduğunu söyledi. Ben ne o konuma gittim, ne de orada olan biteni bilirim. 06 AT 5021 plakalı araçla benim kullanımımda İstanbul’a gittik Tolgahan Demirbaş ile. Yılbaşı diye gittik. Erken dönme sebebimiz de Tolgahan’ın çocuğunun araması'' diye yanıt verdi.

"İşlerim hakkında ricacı oldum"

Facetime’da Tolgahan Demirbaş ile yaşanan görüşme trafiği hakkında da Yüksel, ''Bizim olay sonrası 58 görüşmemiz yok. 3 gün boyunca yaptığımız görüşmeler bunlar. Bu görüşmelerin sebebi de benim Emniyet’teki kendi işlerim, misafirlerimin işleri ve İstanbul yolculuğumuz. Ben kendisinin çevresi geniş olduğu için işlerim hakkında ricacı oldum'' dedi.

Avukat Fatih Güneş, ''06 AT 5021 plakalı aracın kime ait olduğunu'' sorusuna Yüksel, ''MHP’ye kayıtlıdır. Araç Ülkü Ocakları’na tahsisli. Bu aracı ben de kullanabilirim. Birçok yönetici bu aracı kullanır. Bu araç da benim sıklıkla kullandığım araç. Ben de Ülkü Ocakları’ndan aldım'' yanıtın verdi.

Mahkeme, ''MHP Milletvekili İsmail Akgül'ün babasına kayıtlı araç'' sorusunu reddetti

Avukat Ali Yücel, sanık Serdar Öktem'in kullandığı belirtilen aracın, tetikçinin geçici olarak bırakıldığı Bolu'da trafikte MHP Milletvekili İsmail Akgül’ün babasına ait araçla peş peşe giderken kameralara takılmasını sordu. Mahkeme Başkanı bu soruyu, ''O deliller bu davanın konusu değil. Biz sadece sanıklara isnat edilen fiillere bağlıyız. İlgisi yok bu davayla'' diyerek reddetti.

Kaynak: anka