İTO’nun dün yayınladığı belgeyle Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı randevu verildiği ortaya çıkmıştı. Hastanenin sosyal medya hesabından dün yapılan açıklamada, sistemsel bir hata olduğu savunularak “sehven” denildi.

İTO ve SES üyeleri, doktorların ve sağlıkçıların üzerindeki ağır iş yükünü protesto etmek için hastane önünde bugün eylem yaptı. “5-4-3-2-1 sağlık bitti”, “Hekimler köle, hastalar müşteri değildir” ve “Sağlıkta dönüşüm sağlıkçıya zulüm” yazılı dövizlerin taşındığı protestoda, “2 dakikada hekimlik yapılamaz”, “Yapboza dönüştürdüğünüz sağlık sisteminin kölesi olmayacağız” yazılı pankartlar açıldı. Eylem boyunca sık sık “Emek bizim, söz bizim” ve “Sağlıkta dönüşüm, ölüm demektir” sloganları atıldı.

ERTUĞRUL ORUÇ: HİÇBİR HEKİM 1-2 DAKİKADA HASTAYA BAKMAK İSTEMEZ

İTO Yönetim Kurulu üyesi Ertuğrul Oruç, hastaların sağlık hakkının gasp edildiğine vurgu yaparak “Hiçbir hekim 1-2 dakikada hasta bakmak istemez. Hastaya ne kadar süre ayrılacağına kendisinin karar vermesini ister. Hiçbir hekim arkadaşımıza bilgi verilmeksizin geçilen bu sistemi bugün protesto etmek için buradayız” dedi.

OSMAN KÜÇÜKOSMANOĞLU: SİSTEMSEL HATA DEĞİL, SİSTEMİNİZ HATALI

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Küçükosmanoğlu, hastanenin “sistemsel hata” açıklamasına “Sistemsel hata değil, sisteminiz hatalı” tepkisini gösterdi. Mevcut sağlık sisteminin hastayı müşteri, sağlık kuruluşlarını da ticarethaneye dönüştürdüğünü belirten Küçükosmanoğlu, şunları söyledi:

“Bu gördüğünüz hastane bir kamu hastanesi olabilir ama bir ticarethane mantığıyla yürüyor. Döner sermayesi var. Ne kadar hasta görülürse, ne kadar işlem, ne kadar tetkik yapılırsa ona göre Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan bir pay alması söz konusu. Hekimler için ücretler de öyle. Bakılan işe, yapılan işleme göre yapılan bir ücretlendirme var; daha çok işlem, daha çok para diye. Sanki vatandaşın sağlığına değil de hastalığına dua edin diyen bir sistem ama bu yürümüyor. Aynı zamanda tabii anamız babamız var, çocuklarımız var. Biz de zaman zaman hasta olarak bu sistemden hizmet almak durumundayız ve görüyoruz sistemin işlemediğini. Sistem nasıl olmalı, kabaca söylemek istersek bizim koruyucu hekimliği önceleyen, birinci basamak dediğimiz şu anda aile sağlığı merkezlerinde yürütülen hizmetin güçlendirilmesi lazım. Bu sistem kurulduğunda bir aile hekimine 4 bin kişi bağlandı. Dendi ki, ‘bu işte 3-2 binlere kadar inecek’ diye. Biz de bekliyoruz yıllardan beri. 10 yılı geçti, hâlâ aynı sayı, hâlâ aynı şekilde çalışan aile sağlığı merkezleri.

“BU SİSTEM İŞE YARAMADI, YARAMAYACAK”

Yani kirasını kendi ödeyen, işte merdiven altlarında çalışan ekibi, personeli, ücretleri yetersiz, vergileri alabildiğine yüksek ortamda arkadaşlarımız yeterince koruyucu sağlık hizmeti veremeyince halkımız, hastalar hastanelerde yığılıyor ve randevu bulamıyor. Randevu bulamayınca çözüm ne, randevu sayılarını artırmak, günlük hasta sayısını artırmak, randevu sürelerini kısaltmak ancak bu sistem hiçbir işe yaramadı, yaramayacak. Başka sonuçlar da doğuracak dedik. En başta sağlıkta şiddet. Biz hastalarımızın sanki iyiliğini isteyen değilmişiz gibi karşı karşıya geliyoruz. Sorunu yaratan hekimlermiş gibi yeterli vakit ayıramadığı için, hastayla iyi tedavi uygulayamadığı için sağlıkta şiddet artacak. Onun dışında genç meslektaşlarımızın bu ülkeden umudu kesip yurt dışına gitmesini, bu ülkeyi terk etmelerini istemiyoruz. Bu ülkede kalmalarını ve bu ülkeye hizmet etmelerini, bu sisteme karşı mücadele etmelerini isteriz ama bunun sonuçları, bu kaçınılmaz sonuçlar yaşanacaktır. Bu bir sistem sorunu. Sistemin sahibi de Sağlık Bakanı’dır, hükümettir, iktidardaki tek adamdır. Bunu da biliyoruz. Buna karşı mücadelemizi de sürdüreceğiz.”

HATİCE YAYLA: SAĞLIK EMEKÇİLERİ KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRILMAK İSTENİYOR

SES Anadolu Şube Eş Başkanı Hatice Yayla da sağlıkta dönüşüm politikalarının yıkımları anlatmaya çalıştıklarını dile getirerek şöyle konuştu:

“Hastanelerin birer işletme değil, buraların bir sağlık kurumu olduğunu ve buraların da bir fabrika gibi yönetilemeyeceğini yıllardır dile getiriyoruz fakat bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda tamamen ranta ve özelleştirmeye dayalı, sağlık emekçilerin hakkını yok sayan, hastaların sağlık hakkını yok sayan bir sisteme dönüşmüş durumda. Bizler biliyoruz ki, bu muayene sürelerinin kısaltılması demek, aynı zamanda bu alanda çalışan her bir sağlık emekçisinin iş yükünün onlarca, belki yüzlerce kat artması demek olduğunu da biliyoruz. Bizler biliyoruz ki, bu muayene sürelerinin kısaltılması demek, beyaz kod vakalarının daha da fazla artması demek olduğunu da biliyoruz. Sağlık emekçilerinin bu sistemle birlikte yaşadığı ve özellikle de nefes almadan bir köle gibi çalıştırılmak istendiği bir sistem olduğunu da biliyoruz bu sistemin.”

MELTEM GÜNBEYİ: SORUNUN KAYNAĞI AKP İKTİDARI

İki meslek örgütü adına hazırlanan ortak açıklamayı hastanenin İTO temsilcisi Meltem Günbeyi okudu. Randevu sürelerini kısa tutan uygulamadan derhal vazgeçilmesi çağrısı yapan Günbeyi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sorunlarının sebebi biz hekimler, sağlık çalışanları ve hastalarımız değil; sorunun kaynağı, bu programı uygulayan AKP iktidarı ve Sağlık Bakanlığı’dır. O nedenle sistemin tıkanıklığını mesleğimizi, emeğimizi ve halkın sağlığını hiçe sayarak çözme girişimlerini kabul etmiyoruz. Çözüm, dayatmalarda değil; hastayı müşteri, bizleri de ucuz iş gücü olarak gören, sağlığı piyasa hâline getiren politikaların terk edilmesidir. İlan ediyoruz. Nasıl dün muayene süresi 5 dakikaya indirilmeye çalışıldığında bu uygulamanın karşısında olduysak bugün de 2 dakikalık muayene dayatmasının da sonuna kadar karşısındayız, bu dayatmayı kabul etmeyeceğiz. Nitelikli sağlık hizmeti talebimizde ısrarcıyız ve hastalarımıza şifa vereceğimiz şartlarda hekimlik yapmak istiyoruz. Sağlık çalışanları köle, hastalar müşteri değildir. Buradayız. Emeğimize, mesleğimize sahip çıkıyor bizlerin yok sayıldığı her türlü uygulamaya itiraz ediyoruz.”

ANKA

Kaynak: anka