İBB kuruluşu İETT, en son 2015 yılında yeni otobüs alınan metrobüs hattını, öz kaynaklarla temin edilen 252 son model araçla güçlendirdi. İBB ve İETT’nin üretici firmalarla Eylül 2021’de imzaladığı sözleşmeler kapsamında alımı planlanan toplam 252 otobüsün tamamının İETT envanterlerine girmesi nedeniyle tören düzenlendi. İETT Edirnekapı Garajı’nda düzenlenen tören; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törende sırasıyla, İETT Genel Müdürü İrfan Demet ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 

İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

“HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ GERÇEĞİ, O DA DEPREM GERÇEĞİ: Sizlerle bir arada olmaktan İETT ailesinin ev sahipliğinde sizleri ağırlamaktan elbette çok mutluyum. Siyasi partilerimizin kıymetli başkanları, temsilcileri hep birlikte bugün burada İETT'nin şehrimize kazandırdığı 252 otobüsün tamamının sonuca ulaştığı bir anı paylaşıyoruz. Tabii bugün buraya gelirken yolda aldığımız bir haber, hayatımızın en önemli gerçeğini bize bir kez daha hatırlatmıştır. O da deprem gerçeği. Gemlik'te oluşan depremin, 5.1 ya da 5.2 şeklinde bir beyan var,  yarattığı endişe veya elbette ki bir kısım korku İstanbulluları da etkilemiştir. Depremin temel meselemiz olduğunu ve her daim bu konuda topyekun çalışmamızın da gerekli olduğunu, bu işin partisi, belediyesi, bakanlığı ya da başka bir kurumu diye ayrım yapmaksızın aynı masada teyakkuz içerisinde ve de topyekun bir seferberlik duygusuyla çalışmanın şart olduğunu her daim dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Süreci birazdan hem AKOM'da izleyen arkadaşlarımızın katılımıyla hem de Bilim ve Teknik Kurulumuz'la yapacağımız toplantıyla ne aşamada olduğunu, bize hangi işaretleri verdiğini dinlemeye ve anlamaya çalışacağız. Bu tabii ki İstanbul'umuz adına ve Marmara Bölgesi adına alacağımız hangi bilgi var ise de bunu kamuoyuyla paylaşarak sürecin tahlilini, analizini birlikte yapmaya çalışacağız. Hepimize geçmiş olsun,  Gemlik ve yakın çevresine ayrıca geçmiş olsun. Bu arada Gemlik Belediyesi ile arkadaşlarımızın yaptığı diyalogda herhangi bir yıkımın ya da herhangi bir sıkıntının olmadığı yönünde, belediye başkanımızla da sürece dair var olabilecek bütün ihtiyaçlarla ilgili hazır olduğumuzu ilettik takip ediyoruz. Elbette ki bu tür süreçlerde ihtiyaç duyulan organizasyonu yöneten AFAD'la da kurumumuz AKOM ve diğer birimleriyle beraber ilişki halindedir. Hepimize tekrar geçmiş olsun. 

CUMHURBAŞKANI, KREDİSİ HAZIR 300 ARAÇ ALIMI İÇİN İMZA ATMADI, İMZALATAMADIK: Kilometre sınırını aşmış ve özellikle yaşlıları geçmişi olan metrobüs filomuzu gençleştirmek üzere temini hızla harekete geçirdik göreve gelir gelmez. O dönemde çok hızlı bir alımı, çok güçlü bir alımı nasıl yapabiliriz diye yaptığımız araştırmalarda ilk etapta tam 300 aracı temin edebileceğimizi ön görmüştük. Çok hızlı, birkaç ayda birçok uygun koşullarda dış finansmanı da sağladık. İnanınız döviz bazında o dönemdeki araç fiyatlarıyla ki 'Araç kuruluşlarımız burada yerli kurumlarımız, bugün arasında en az yüzde 40-45 fiyat farkı vardı. Döviz kurları ve emtia fiyatlarındaki artışla boğuşan firmalar, doğal olarak araç fiyatlarını arttırmak zorunda kaldılar. Ulusal ve uluslararası piyasaların yaratmış olduğu farktan bahsediyorum ve döviz bazında bir farktan bahsediyorum. Peki ne oldu? 300 araçlık otobüsü, acilen meclise taşıdık. Çünkü en son metrobüs 2015’de alınmıştı ve alınan araçlar da aslında metrobüs olarak kalıcı ihtiyacı çözen değil de daha küçük ebatlı 18 metrelik araçlardan ibaretti ve çok yeterli sayıda da değildi. Yaşlanmış bir filoyla karşı karşı karşıyaydık. O bakımdan biz sağ olsun o dönemde İBB Meclisi de bu isteğimize oy birliğiyle 'Evet' dedi. Bu da güzel, bu da sevindirici. İhtiyacı gördüler ve bütün partiler buna beraber el kaldırdı bu bizi mutlu etti. O gün de o zaman da çok kereler teşekkür ettim. Bu 300 araç alımını gerçekleştireceğimiz kredisi hazır bir sürecin işletilmemesi adına bunun imzasını Cumhurbaşkanı yerine getirmedi. Bir imza bu imza ne biliyor musunuz? Kefillik değil, bir kefalet değil bu. Sadece bir onay, bilgi, başka bir şey değil. Yani bizim İBB'nin kefalete ihtiyaç olduğu bir imza da değil ve bunu imzalatamadık. Hatta dönem dönem milletvekilimiz bu konuyla ilgili Sayın Engin Altay'dan birçok arkadaşımızdan destek de istedik. Yani bize bu konuda katkı sunun diye destek de istedik ama imzalatamadık. 300 otobüsü o zaman alsaydık. Çoktan o otobüsler şu anda hizmete girmişti. Peki ihtiyacımız bitecek miydi? Bitmeyecekti yine alımlarımızı yapacaktık. Bu 252 aracı tamamını, kendi yarattığımız öz kaynaklarımızla, paramızla ve bu zor koşullarda aldık. 

ARAÇLARI DAHA PAHALIYA ALMAK ZORUNDA KALDIK, BİR ALLAH7IN KULU DA NEDEN ENGELLEDİKLERİNİ AÇIKLAMADI: 252 aracı alırken o gün alsaydık daha avantajlı alacaktık. Ülkedeki döviz artışı ve bunun gibi birçok enflasyon ve diğer artışlarla ilgili uğradığımız zarar şimdi daha pahalıya almak zorunda kaldık. Bakın bu bir ülkenin, bir milletin iyi anlaması gereken bir durumdur. Bir hizmet Allah aşkına bir tane açıklama yapılmadı buna. Yani bu niçin engellenir? Bu niçin imzalanmaz? Tek bir açıklama yapılmadı yapılamaz. Ya bu ne diyelim buna? Bu ihtiraz nedir? Bu kıskançlık nedir?

SANKİ 2019’DA KAZANDIĞIMIZ O SEÇİMDE BİRİSİNİN TAPULU MALINI ELİNDEN ALDIK: Sanki 2019’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini kazandığımız o seçimde, birisinin tapulu malını elinden aldık. Ya yok vallahi senin vallahi tapulu malın değil. Bu milimetre karesine kadar, 16 milyon insanına, 86 milyon memleketim insanının ortak olduğu bir maldır bir vatan parçasıdır. Onun için vallahi senin malın değil böyle davranamazsınız. Bunu yaptılar birçok olayda yaptılar. Ama yılmadık, yolumuza devam ettik ve bugün yerli firmaların da bu işe ilgi göstermesiyle karşılıklı yaptığımız ihale süreçleri, o açık ihale sürecine katılanlar, verilen fiyatlar en uygun koşullarda İstanbulumuza 132’si 280 yolcu kapasiteli 120’si de 200 yolcu kapasiteli Akia ve Otogar marka 252 aracımızı İstanbul'a kazandırdık ve milletimize metrobüs hattında pırıl pırıl yepyeni otobüslerle yolculuk ve seyahat etmelerini sağladık bu milletimizin bütçesini başarısızdır onu söyleyeyim. Metrobüs çok önemli bir toplu taşıma sistemi haline gelmiştir. 52 kilometrelik hatta bir günde 250 kilometre yol yapılıyor bir günde. Yani bu mesafe Edirne İle Kars arasında 150 kez gidip gelmek gibi bir şey. Böylesine önemli bir hatta yeni ve konforlu araçların önemi çok büyük.

METROBÜS HATTINI BÜYÜK ORANDA DAHA ÇEVRECİ, DAHA YERLİ BEYAZ BETON İLE YENİLEDİK: Sadece onunla da yetinmedik büyük oranda bütün metrobüs hattının asfalt sistemini beyaz beton diye tarifledikleri daha çevreci, daha yerli bir betonarme yol güzergahı da yaparak yeniledik. Büyük bir kısmı bitti son bölümü 2024’e kaldı. Hem konforlu hem araç yakıt tüketimini düşüren hem de bir kısım kazaların olmasını engelleyen asfalt çok kolay, bazı hava koşullarından etkilenebiliyor. Bazı büzüşmeler vesaire gibi problemler yaratabiliyor. Ama bu beton yol daha verimli bir süreci bize sağlayabiliyor. Aynı zamanda daha ekonomik şöyle ki asfalt petrol tüneli ve dışa bağımlı bir ürün mekanizması ama beton öyle değil. Daha uzun vadeli kullanım ve çok az daha hasar ve tamirat gideri olduğu için de çok değerli bir imalat biçimi. Bu yönüyle biz bu yolların da yenilenmesiyle gerçekten metrobüs sürecinde konforu sağlamış olduk. 

TARİHİ YARIMADA'YI İSTANBUL'UN VİTRİNİ HALİNE GETİRECEĞİZ: Bir başka yönünü de dile getireyim. İlerici bir bakışımız var. Tabii ki metrobüs hattını da geleceğin planlanması noktasında ele alıyoruz. Elektrikli araçların daha yüksek kapasiteli, farklı teknolojilerin önümüzdeki süreçte bu hat üzerinde görev yapmasını, işleme alınması noktasında da hem ulusal hem uluslararası birtakım desteklerle bir Ar-Ge denemeleri yapılıyor. Elektrikli araç noktasında İETT'nin diğer filosuyla ilgili de hem dönüşüm çalışmalarını sürdürüyoruz hem de bu konuda maksimum, optimum bir süreci nasıl sağlayabiliriz diye analizlerimiz devam ediyor. Bu konuda özgün bir hedefimiz var ki tam da sınırındayız, içindeyiz. Fatih bölgesini, Tarihi Yarımada'yı çok özenli bir şekilde her yönüyle ele alıyoruz. Tarihi Yarımada'yı İstanbul'un vitrini haline getireceğiz. Tarihi Yarımada'da 5 yılda yaptıklarımızı katlayarak hem yerelde, ilçede hem büyükşehir nezdinde pırıl pırıl bir nokta haline getirip biblo gibi bütün dünyaya en üst seviyede tanıtacağız. Bu anlamda inşallah bütün kamu araçlarının çok yakın bir zamanda Fatih'de elektrikli araca dönüştürme konusunda da adımlar atacağız. 2024 - 2029 en büyük hedeflerimizden birisi budur. Bunu inşallah daha sonra diğer noktalara da yaygınlaştırma konusunda etkin davranışlarımız olacak.

İETT'NİN YALAN İFADELERLE, UYDURMA BİRTAKIM HABERLERLE KARALANDIĞINI DA YAŞIYORUZ: İstanbulluların kurumu olan 152 yıllık İETT'nin çok güçlü bir tarihi olan bu kurumumuzun daha güçlü bir geleceğe kavuşması, daha çağdaş, daha yenilikçi, daha çevreci, iklim değişikliğiyle mücadelede etkin bir kurum haline gelmesi konusu bütün yol arkadaşlarım İETT kurumumuzun genel müdüründen yardımcılarına, bütün ekibine, bütün emekçilerine kadar yoğun bir çaba içerisinde, kadın, çalışan sayısını arttırma konusunda, kadın yöneticisini arttırma konusunda etkin bir çalışma içerisinde İETT kurumumuzun çokça, yalan ifadelerle uydurma birtakım haberlerle karalandığını da yaşıyoruz. Bakınız, 'Otobüs arıza yapmıyor' diyebilir miyiz? Yapıyor araç arıza yapar. Araçlardaki arıza oranlarını, 100 kilometre başı ne kadar düştüğünü sizlere, arkadaşlarım sıklıkla beyan ediyor. Ben de söyleyeyim yüzde 40 oranında düşüş sağlanmıştır. Bu daha da yukarıya çıkacaktır.  Şunu da söyleyeyim. Sefer sayılarımız ve yolcu sayılarımız artmasına rağmen bu düşüşü sağladık. Daha da etkili çalışacağız. Sırf siyaset olsun diye sırf Ekrem İmamoğlu'nu karalamak adına koca koca insanların yalan ifadelerle bu kurumu bir şekilde karalamaya dönük ortaya koydukları propaganda metodunu çok yararsız, faydasız ama bir o kadar da zararlı görüyorum. Çünkü İETT bizim kurumumuz, İSKİ bizim kurumumuz diğer kuruluşlarımız bizim kurulumuz. Onları büyütelim, eleştirelim, öneride bulunalım ama büyütelim, boş yere, insanları lekeleyerek politika siyaset yapmayı kendimize yolculuk olarak görmeyelim. Bu yolculuğu kendisine reva gören insanları 2019’da İstanbullular cezalandırdı, 2024’te daimi olarak bu şehrin tarihinden sileceğini düşünüyorum bu aklı ve bu zihniyeti.

YÜZ YILLIK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ÇOK DEĞERLİ KURUMLARINI KORUMAYA, GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin çok değerli kurumlarını korumaya, geliştirmeye devam edeceğiz. İstanbulumuza layık olacağız. Cumhuriyetimize, demokrasimize layık olacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına güçlü eserler bırakmayı, İstanbul'da en güçlü, en karakterli yerel yönetim kabiliyetini ortaya koyarak hem şehrimize layık olmayı hem de ülkemizin motivasyonu gücü olmaya devam edeceğiz. Bu konuda kararlıyız. Yolculuğumuz daim olsun. Başarılarla dolu olsun. Engellemeler sürer ya da sürmez bilmiyorum. Sürerse ona göre başarımızı yükseltiriz sürmezse onları da başarımızın bir parçası yapmak ellerini ayağa kaldırmak ya da tokalaşmaktan da geri durmayız. Ben memleket adına, millet adına yapılan her işi alkışlamayı kendisine bir gurur vesilesi gören bir belediye başkanıyım. O yaptı diye kıskanan değil, tam aksine o yaptı ona teşekkür etmeyi kendine yakıştıran bir belediye başkanıyım. Umarım bu akla bu mantığa onlarda yaklaşım gösterirler. Yolumuz açık olsun. Otobüslerimiz şehrimize hayırlı olsun. Bol kilometreli, bol yolcu sayılı yolculukları olsun. Allah kazadan beladan korusun. Bütün kaptanlarımıza, bütün İETT'de çalışanlarına başarılar diliyorum. Bu otobüsü imal eden firmaların da emekçilerine teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

ANKA

Kaynak: anka