Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’na (SES) üye sağlık çalışanları, memur maaşlarına 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak zamların belirleneceği toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde taleplerini açıkladı. Sağlık çalışanları, “Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz” açıklamasını yaptı.

SES İzmir Şubesi’ne üye sağlık çalışanları, 1 Ağustos’a başlayacak 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri öncesinde bugün Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan taleplerini getirdi.

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ve SES Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli’nin de destek verdiği açıklamada sağlıkçılar, taleplerinin yazılı olduğu bir pankart açarak “Sermayeye değil emekliye bütçe”, “İnsanca yaşamak, insanca çalışmak istiyoruz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” sloganları attı.

SES Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli, SES İzmir Şubesi’nin Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi’nde yaşadığı yetkili sendika soruna dikkat çekerek, “Buca Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 15 Mayıs 2023 tarihinde bizim aldığımız yetki, katakulliye getirilip ne yazık ki gasp edildi. Yapılan haksızlığı en azından dile getirmek, toplu iş sözleşmesi taleplerimizi buradan tekrar dillendirmek üzere buradayız. Buca Seyfi Demirsoy Eğitim Araştırma Hastanesi'nde SES olarak yaptığımız çalışma, buradaki yaptığımız örgütleme buradaki birçok insanı rahatsız etmiş” dedi.

“YETKİLİ SENDİKA 6 DÖNEMDİR BİZLERE KAYBETTİRİYOR”

Adıbelli’nin ardından konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ise toplu iş sözleşmeleri ile ilgili, “Ekonomik krizin böylesine derinleştiği, başta bu işçiler, emekçiler, emekliler, asgari ücretliler, gençler, kadınlar olarak her geçen gün biraz daha yoksulluk, sefalet, açlık koşullarında yaşamaya zorlandığımız, itildiğimiz demokratik haklarımızın da birer birer elimizden gasp edildiği bir ortam ve koşullarda, 1 Ağustos'ta kamu emekçi ve emeklileri açısından 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başlayacak. 24 Temmuz’da taleplerimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ilettik. Altı başlıkta topladığımız taleplerimiz, başta demokratik, gerçek bir toplu sözleşme, toplu pazarlık sürecini tanımlar. Altı dönemdir, yetkiyi üye sayısı fazlalığıyla elinde bulunduran sendikanın konfederasyonunun bizlere her dönem kaybettirdiğini çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİLER

Sağlık çalışanları adına yapılan basın açıklamasını ise SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Erkan Batmaz okudu. Batmaz, sağlık çalışanlarının taleplerini şöyle sıraladı:

“Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine, yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin. Grevli, toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın. Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın. Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri iki kat artırılsın. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler ‘sağlık hizmetleri sınıfı’na alınsın. Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için ‘şiddet üreten sağlık sistemi’ değişsin. Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu, güvenceli personel istihdam edilerek sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın. Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın. 0-3 yaş çocukları da kapsayacak şekilde ücretsiz 7/24 hizmet veren nitelikli ve anadilinde çocuk bakım merkezleri ve kreşlerin oluşturulması güvence altına alınmalıdır. Kreş hizmeti sağlanamayan yerlerde günün ihtiyaçlarına uygun şekilde kreş ödeneği sağlanmalıdır. Ücretli doğum izni artırılmalıdır, kadınlar için doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 6 ay ücretli doğum izni verilmelidir, İstihdam biçimi gözetilmeksizin mazeret (eş durumu, sağlık, eğitim, can güvenliği vb.) tayinlerin önündeki engeller kaldırılmalıdır.”

ANKA

Kaynak: anka