Son 4 yılda 174 aracı raylı sistemler filosuna kazandıran İBB, ihalesi tamamlanan 134 araçla filoya kazandırdığı yeni araç sayısını 308’e yükseltecek. M4 hattına 100 yeni metro aracı teminine ilişkin sözleşmenin imzalanması dolayısıyla düzenlenen tören de bugün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla Emirgan’daki Beyaz Köşk’te yapıldı.
İhaleyi alan Bozankaya firması adına Murat Bozankaya, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin ile Raylı Sistem Dairesi Başkanı Ceyhun Avşar’ın da katıldığı törende konuşan İmamoğlu, hem İstanbulluların yeni araçlardan hizmet alacağını hem de bu araçların Türk insanlar tarafından üretilmiş olacağını söyledi. İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2023 YATIRIM HARCAMALARIMIZIN YÜZDE 40'TAN FAZLASINI RAYLI SİSTEMLERE AYIRDIK: Özellikle şunu söyleyelim. Ulaşım, hepimiz biliyoruz, İstanbulluların en önemli konusu ve sorunu. Bu sorunu çözüme kavuşturmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi var olduğu sürece hep bir mücadele içerisinde olmuştur. Eğer kenti sağlıklı bir zaman dilimini tasarlayamaz ve öngörülerini oluşturamazsanız sorunlar büyüyor ve biriktirdikten sonra da elbette çözümleri de ne yazık ki kolay olmuyor. Tabii bu çağda hele hele dünyanın en önemli metropollerinden birisi İstanbul’un ulaşım konusunu ve sorununu konuşuyorsanız birinci sırada çözüme kavuşturmanız gereken konunun aktörü raylı sistemler. Siz ancak raylı sistemlerle sağlıklı, sürdürülebilir, çevreci, işletme kabiliyeti yüksek bir sistemi kente kazandırmış olabilirsiniz. Bu bağlamda yatırımlarımızı artıran ve hızlandıran bir yönetim olduk 4 yıldır. Gerçekten biz ciddi bir yatırımı metrolarımıza aktardık. 2023 yılı yatırım harcamalarımızın yüzde 40’tan fazlasını raylı sistemlere ayırmış durumdayız.
GÖREVE GELDİĞİMİZDE DURMUŞ 10 METRO HATTINI DEVRALMIŞTIK: Yıllık metro üretme hızımız da gerçekten bir rekora doğru gidiyor. Rekor dediğimize bakmayın, bunun bile İstanbul’a ne yazık ki yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Daha fazla artırılmak zorunda, çünkü ihmal edilmiş bir dönem olduğunun altını çizelim. 2025 sonuna geldiğimizde 100 kilometreyi bulan bir üretimi İstanbullulara kazandırmış olacağız. Göreve geldiğimizde plansızlıktan, finans kabiliyeti olmadığından ya da finansla ilgili düzenlemeler oluşturulmadığından ve durmuş ve sorunları olan 10 metro hattını devralmıştık. Bu terk edilmiş pozisyonuna düşmüş olan metro inşaatlarımıza dair biz hızlıca harekete geçtik ama ne yazık ki milyarlarca liralık da bir zararı kentimiz, bütçemiz yaşamış oldu o dönemde. Bazen şöyle ifade ederim. Bunu özellikle halkımızın bilmesi lazım. Siyasi bir manevra için mış gibi yapmak adına bir ihaleye çıkmak, bir işe başladım demek kadar yanlış bir şey yok.
ŞEFFAF BİR BİÇİMDE NEYİ YAPABİLECEĞİNİ AKTARABİLEN BİR YÖNETİM OLDUK: Bir ihtiyaç belirlenir. İhtiyaçtan sonra analizleri yapılır. Sonra metronun bir proje süreci başlar. Proje süreci yönetilirken aynı zamanda finansla ilgili gereksinimleri masaya yatırılır. Bu bağlamda bu işin nasıl ihale edileceği ortaya konulur. Bu iş akışı düzeniyle beraber de projesi hazır, finansı hazır bir biçimde böylesi büyük rakamlara sahip yatırımlar bu şekilde ihaleye çıkılır. Yüklenici bu işi aldıktan sonra da hem projesi düzgün bir şekilde hazırdır hem finansmanı hazırdır ve işe başlar. Ondan sonra siz kentliye bu işi 3-3,5-4 yılda bitireceğiz derseniz ve bitirilir ama üzülerek söylüyorum ki, 2015, 2016 ile 2017’de yani bundan yaklaşık 7-8 sene önce ihalesi yapılmış, bazılarına çivi bile çakılmamış, bazılarına hiç başlanamamış, bazıları terk edilmiş bir şantiye şeklinde devraldığımız bir dönemi halkımıza hatırlatmak zorundayım. O bakımdan biz hem israfı hem de ne yazık ki maliyetini artırarak yine milletin cebinden daha fazla para çıkmasına vesile olan bu düzeni tam tersine çevirerek aklın, bilimin, tekniğin içinde hâkim olduğu bir şekilde, mış gibi yapmadan, insanları aldatmadan, şeffaf bir biçimde neyi yapabileceğini, yapamıyorsa da niçin yapamadığını aktarabilen bir yönetim olduk, olmaya devam edeceğiz.
4 YILIN 25 YILLA YARIŞTIRILMASI BİZİM İÇİN KEYİFLİ: Tabii özellikle bu dönemin ne yazık ki olumsuz ekonomik koşulları da bu bahsettiğim maliyetle ilgili süreçleri daha da yukarıya tırmandırmıştır. Buna rağmen gerçekten disiplinli, adaletli, şeffaf bir yönetim olarak katbekat fazla metroyu bu 4 yılda üretmenin, hâlâ üretmek için büyük bir fedakarlıkla gerçekten hem ülkenin enflasyonla mücadelesi hem artan emtia fiyatları hem de döviz kurlarının çok tahmin edilemez, öngörülemez şekilde artması bizim hâlâ fedakarlıkla yürüttüğümüz bir sürecin var olduğunu yine vatandaşlarımızın bilmesi gerekir. Bu bilimsel çalışmayı gerçekten liyakatle birleştirdiğimizde bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz tabii dönem dönem geçmiş 25 yılla kıyaslanacak şekilde eleştirilere maruz kalıyoruz. Yani 25 yılda üretilen bazı işleri, bu 4 yıldaki ortaya koyduğumuz kabiliyetle kıyaslayarak ‘Biz şunu yapmışız, siz bunu yaptınız’ diye bir yarışa tabi tutuluyoruz. Bunu hem gülümseyerek hem de keyifle karşılıyorum. Çünkü 4 yılın 25 yılla yarıştırılması ya da kıyaslanması bizim için keyifli.
BİZ 4 YILDA ÇOK GÜZEL İŞLER BAŞARMIŞ BİR YÖNETİMİZ: Verimli ve etkili bir şekilde zamanı kullanıp işinizi yaparsanız bu şekilde kıyaslanırsınız. Biz 4 yılda çok güzel işler başarmış bir yönetimiz. Bugün İstanbul’a yeni 100 metro aracımızı kazandıracak ilk adımı atıyoruz. Araç meselesi önemli. Çoğu zaman tabii metro imalatlarımızı yürütüyoruz ve metrolarımızdan bahsediyoruz ama genelde bu araç işi ayrıca bir iş. Aracın alınıp o rayların üstüne oturtulana kadarki süreci de başka süreçler, ihaleler ve firmalarla yönetiyoruz. Bu bakımdan az önce ifade ettiğim gibi yerli kuruluşumuz Bozankaya’nın bu süreci elde etmesi, ihaleyi kazanması ve buna imza atıyor olmamız bizim için gurur verici. Bir Ankara firmasının hem Türkiye’ye hem bütün dünyaya iş üretiyor, kabiliyetini ortaya koyuyor olması gerçekten göğsümüzü kabartıyor. Tabii Kadıköy-Sabiha Gökçen Havalimanı arasındaki metro hattımızda yeterli araç şu anda yok. Burada biliyorsunuz son bağlantısını bakanlık yaparak bize devretti ama tabii araç süreci ne yazık ki biraz geride kaldı ve bunu hızlıca tamamlamak zorundayız.
ÖNCEDEN 25 YILDA PARASI ALINAN HATTIN ÜCRETİ BİZDEN 11 AYDA KESİLDİ: Bu Sabiha Gökçen’e bakanlığın yapmış olduğu bağlantının açılışı yapılmıştı. Burası İBB’ye devredilecekti ve biz açılışına da davet edilmemiştik. Biz de demiştik ki 'Teşekkür ederiz, elinize sağlık, hayırlı olsun ama yani bu İBB’ye ait bir mekanizma olacağı için keşke davet edilseydik zira parasını bizden alacaksınız' dedik. Deyince normalde 25-30 yılda -daha önceki düzene göre- belediyenin kasasından, Hazine payından kesinti yapılarak 25-30 yılda parası alınan bu tür hatların değiştirilen genelgeyle beraber o hattın parası bizden 11 ayda alındı. 11 ayda kesildi ve alındı. Yani şu anda bizim o hatla ilgili devletimize borcumuz kalmadı. Bu olacak iş değil. Burada üretici firmalar, finansçılar var aramızda. Bize 10-11 ayda para değil, bize 5 yılda para garantisi veren bir kurum olsa ülkemizde bütün metrolarını 5 yılda bitiririz İstanbul’un. Böylesi bir durumu yaşattılar bize. Neticede bu üzücü, çünkü bu ülkenin Hazine'si de bizim, bu ülkenin Ulaştırma Bakanlığı da bizim, bu ülkenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bizim.
YENİ AKLI ORTAYA KOYMAYAN SİYASİ ZEMİNİN ASLA MİLLETİMİZDE OLUMLU İTİBARI OLMAYACAKTIR: Bu bakımdan bu kurumlara bu bakışı kenara itip Türkiye’mizin ne yazık ki bugün içine sokulduğu hem ekonomik krizlerden hem başka krizlerden çıkış hattını bir seferberlik ruhu içerisinde milletçe bütünleşerek aşmamızın yolunu bugünün iktidarının bulması şarttır. Bu yeni aklı ortaya koymayan bir siyasi zeminin asla ve asla milletimizde olumlu sürdürülen itibarı olmayacaktır. Bu bağlamda ben tekrar 16 milyon İstanbul halkı adına böylesi uyarımı yapayım. Bu kesintilerin olabileceği yeni işler İstanbul ile bakanlık arasında vardır, olacaktır. Aynı şekilde bu tavrı ortaya koyarlarsa bu sürdürülebilirliğin altından kalkılacak bir süreç olmayacaktır. Şimdiden uyarmış olayım. Tabii bunu yeni hükümetin, yeni bakanlıklarına yazılarla bildiriyorum. Hangi konu olursa olsun hem sözlü mümkün olursa, olmaz ise yazılı, gayet nezaketli bir biçimde ve gayet saygılı bir biçimde kurumlarımızın başındaki insanlara bildiriyorum. Bu konuda da en yakın zamanda yine gerekli bakanlıklara, yeni kesintilerin düzenlenmesi hususunda artı yeni hatların devredildiğinde bunların altından kalkılamayacak şekilde olduğunu ifade eden ve sadece bir imza, Hazine onayı bekleyen birtakım işlerimiz var.
BÜYÜK ORANDA YERLİ ARAÇLARIMIZA BİNEN İNSANLARIMIZ KEYİFLİ AN YAŞAYACAKLAR: Bu hem zor zamanda ülkemize bir kaynak girişini sağlayacak hem de ülkemiz içerisinde İstanbul’umuz adına üretim yapılacak. Bu üretim de yine burada da görüldüğü gibi, Bozankaya gibi başka yerli firmaların da bütçesine, kasasına girecek. Bu akışa lütfen destek olsunlar. Ben buradan yazılı da bildirdiğim şimdi de sözlü olarak ifade ettiğim yine bakanlıklara bu duyurumu bir kez daha yapmış olayım. İşte bu bahsettiğimiz yoğun saatlerdeki rahatsız edici düzeydeki doluluğu azaltmak adına 100 metro aracını alarak süreci başlatıyoruz. Yine Pendik Merkez, Kaynarca Merkez, Fevzi Çakmak metro hattımızda da hızlıca çalışıyoruz. Burada da yine 2025’te bitimini planladığımız bir süreç olacak. Burada da aracımızın hazırlığını sağlayacak bu alımımız. Büyük oranda yerli araçlarımıza binerken muhtemelen insanlarımız da keyifli bir an yaşayacaklar.
DÜNYANIN EN ÇOK MERAK EDİLEN KENTİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ: 2025 Haziran’ına kadar 100 aracın hatta indirim işlemi tamamlanmış olacak. Demek oluyor ki 2 yılımız var. Böylece hemşerilerimizin daha keyifli, fazla vakit geçirmeden ve daha kısa süreli araçlarla buluşmasını sağlarız. Şehrimize hayırlı uğurlu olsun. Çalışmaya devam ediyoruz zor koşullarda. İstanbul’u daha keyifli, daha çevreci, başta büyük oranda metrolarla olmak üzere yine tabii ki tekerlekli lastikli araçların da kaliteyi artırarak inşallah engellenmezsek taksi sayısını artırdığımız İstanbul’da insanların ‘Taksi bulamıyoruz’ şikâyetini de azaltarak ve insanlarımızı mümkün olduğu kadar da nitelikli, sayısını oldukça artırdığımız yeşil alanlarda veya nitelikli kaldırımlarımızda yürüyerek gezebildikleri bir İstanbul var ederek çağdaş, dünyanın en çok merak edilen, görülmesi şarttır diye insanların ismini aradığı bir kent olmayı hep birlikte hedefliyoruz. Yolumuz açık olsun. Araçlarımız şimdiden İstanbul’umuza hayırlı uğurlu olsun.”
ANKA